Philip Morris Kimdir ?
18 mayis 2008 tarihli türkiye gazetesinden;
1855 yilinda dogan sinasi morris, 8-9 yaslarinda iken kuspalazina yakalanir. morris, o devirde ciddi bir hastalik kuspalazinin elinde olumle pencelesmektedir. ailesi fakir oldugu icin babasi oglunu nasil bu hastaliktan kurtaracagini dusunmektedir. morris'i, bu hastaliktan, sinasi isimli yardimsever bir turk hekimi kurtarir. bu musfik hekim hic para almadan cocugu tedavi eder ve sagligina kavusturur. kucuk morris bu doktora olan minnet duygusunu gostermek icin adinin yanina bir de sinasi'yi ekletir.
isterseniz hikayenin geri kalanina irfan ozfatura'nin kaleminden devam edelim: (burdan sonrasi alintidir)
morris şinasi bir ara yahudi mezarlığında bekçilik yapar, lakin okur yazarlığı yoktur, kimin nerede yattığını bir türlü kavrayamaz. günün birinde kalburüstü bir yahudi maşatlığa gelir ve yakınlarının yerini sorar. cevap alamayınca pek kızar, yağar gürler patırtı yapar. morris'in hesabı ossaat kesilir, çocuğu kapının önüne koyarlar.
morris bu defa garofolo isimli bir tütün tüccarının yanında çalışmaya başlar, işi çabuk kapar. henüz 21 yaşında firmanın iskenderiye bürosunu çekip çevirir, çevre edinmeye başlar.
25 yaşında postu amerika'ya yayar. o sıralar tütün ince ince kıyılmakta elle sarılmaktadır. morris bu işe çok kafa yorar, yaptığı otomatik sigara sarma (ve paketleme) makinesi ile sektöre ivme katar. iş işi açar. her tarafa ulaşamayınca bir başka yahudiyi (philip) ortak alır ve "philip&morris"i kurarlar.
bir ara amerikalılar, gemilerinin akdeniz'e girebilmesi için abdulhamid hana başvururlar. ulu hakan mâkul bir haraç koparır ve bizden mal almalarını şart koşar. iyi de onları cezbedecek malımız yoktur ki...
tütünden başka...
ne reklam ama...
abd, teklifi kabul eder ve bizim morris'e gün doğar. yakından tanıdığı ege tütününü okyanus ötesinde pazarlamaya başlar. newyork'ta brodway 120. sokakta "schinasi brothers company" isimli bir sigara fabrikası kurar.
marlboro büyük ümitlerle çıkarılan bir sigaradır, ancak ilk günlerinde (1924) pek satmaz, morris bir pazarlama dehası olduğunu gösterir ve boş paketleri ezdirip büzdürüp metro istasyonlarına atar. millet bakar yerler marlboro paketi dolu, bu kadar içildiğine göre sebebi olmalı der, bayiilerinden sorarlar. henüz dağıtım sağlanamamıştır, meraklılar marlboro bulmakta zorlanırlar. amerika garip bir ülkedir vesselam, bir ürünün adı "aranıp da bulunamayana" çıkarsa neler olmaz? bir anda talep patlaması yaşanır, mal yetiştiremez olurlar.
morris, selanik yahudisi laurette ile evlendiğinde zengindir artık, düşünün 52 odalı bir malikanede otururlar...
bi de okusaydı
rivayet edilir ki gazetecinin teki morris'in okur yazar olmadığını öğrenince pek şaşar. "pes doğrusu" der "bir de okuma yazma bilseniz ne olurdunuz acaba?"
cevap zekicedir: "mezarlık bekçisi, n'olucak!"
morris şinasi çocukluğunun geçtiği şehri unutmaz, manisa'ya 1 milyon dolar para yollar ve teşkilatlı bir çocuk hastanesi kurulmasını arzular...
hasılı yazılar bu meyanda uzar gider... bir şekilde "ne cici yahudi" dedirtmeye çalışırlar.
iyi vatandaş, kötü vatandaş, yardımsever ya da hayırdan hoşlanmaz, bunlar mevzumuzun dışında...
hastane yaptırmışmış... eli mahkum yaptıracak. bir paket sigarayı 20 ekmek parasına çakan ve sadece istanbul'un avrupa yakasından "her gün" 20 hastenelik nakit kaldıran bir firma buna benzer şirinlikleri düşünmek zorundadır zira... hele ki körpecik ciğerleri kavuran bir zehir satıyorsa...
peki bu kadar sağlık meraklısıydı da sigaranın zararlı olduğunu bilmiyor muydu acaba?
imparatorluk gibi
bay morris'in ölümünden sonra iş, karısı margaret ve kardeşi leopold'a kalır. bilahare philip morris&co.ltd. william curtis thomson tarafından satın alınır ki şirketin aile ile alakası kalmaz.
philip morris hızla büyür, bugün abd'de satılan her iki paketten biri onundur ve uluslararası sigara pazarının %14.5'ini elinde tutar.
180 ülkede organizedir ve "en fazla satan 20" listesine 7 marka ile girer, başa oynar. pmı bünyesinde 40 bin kişi çalışır, çeşit çeşit insan, onlarca lisan...
2006'da 101 milyar 407 milyon dolarlık net satış gerçekleştirir ki bu rakama benim diyen devletler bile ulaşamaz.
türkiye'de de 1100 araçlık bir filo ile milyonlarca kilometre yol yapar, dile kolay yaklaşık 150 bin noktaya ulaşırlar.
ancak bugünlerde philip morris 'tütüncü' imajından kurtulmaya çabalıyor, 'altria' adı altında organize oluyor. zira grubun çatısı altında 76 dünya markası var ve bunların arasında sadece sigaracılar ve biracılar (miller) değil, milka, toblerone, jacops ve maxwell house, tang, cipso, patos, çerezos (kraft foods) gibi çikolata, kahve, çerez markaları da bulunuyor.
lıght kandırmaca
amerikalı sigarıcılar yalancılıktan hakim karşısında, çünkü "light" dümeni tam bir kandırmaca. tarihinin gördüğü göreceği en büyük tazminat (200 milyar dolar) kapıda. türkiye'de her yıl "100 bin" kişinin "genç yaşta" ölümüne sigara sebep oluyor. bu, her gün 300 yolculu bir uçak düştü, ya da 4 yolculu 75 taksi uçuruma yuvarlandı cümlesi ile aynı manaya geliyor. sigaranın marmara zelzelesinden on, terörden 100 kat daha yıkıcı olduğu apaçık ortada...
hedef gençler
pmı reklamları özellikle 13-19 yaş kuşağına hitap ediyor, raporlarda "şirketin geleceği için yeni marlboro man'ler yetiştirmeliyiz" deniyor..
kadınlara özel
philip&morris sigaraya mesafeli duran kadınları kazanmak için özel bir çaba sarf ediyor, bebeklerini de kül ve katrana boğuyor.
'barış çubuğu'na savaş
eskiden tiryakiler kimseyi sallamaz, otobüslerde bile sigara yakarlardı. artık etraflarındaki çember daraldı. 19 mayıs itibarı ile "barış çubuğu"na karşı "büyük bir savaş" açılacak. sigaradan kurtulmak isteyenler için iyi bir bahane. fırsat bu fırsat!
dikkat kimyevi madde!
rutin çevirmelerden birinde polis, şoföre cihaz uzatıp "üfler misiniz" diyor. sürücü kendinden emin üflüyor. memur bey alete bakıp "bilmem kaç promil alkollüsünüz beyefendi" diyor, "iner misiniz lütfen!"
sürücü "ama nasıl olur" diye itiraz ediyor "ben bu zıkkımı hayatımda içmedim, ceza önemli değil ama sebebin alkol olması ağırıma gidiyor."
neticede gidip kan tahlili yaptırıyorlar, temiz çıkıyor. peki nefeste olan alkol kanda nasıl bulunmuyor? doktor bilmiş bilmiş "amerikan sigarası içiyor musun" diye soruyor. cevap "evet" ve mesele anlaşılıyor. zira bu sigaraların tütünü terbiye edilirken şaraba yatırılıyor.
belki buna "şehir efsanesi" deyip geçeceksiniz, lâkin amerikan sigaralarında füze yakıtından, oje sökücüye, lavabo temizleyiciden, böcek ilacına kadar 4 bin toksik madde olduğu biliniyor. düşünebiliyor musun bunlar arasında idam mahkumlarının infazında kullanılan hidrojen siyanür de bulunuyor. yine arsenik (ki yaygın olarak fare itlafında kullanılır) toluene, amonyak, propilen glikol gibi zehirler tüy dikiyor.
polonyum (kanserojen), radon (radyoaktif), bütan ve metanol (yanıcı), kadmiyum (ağır metal), ddt (bit kırıcı), naftalin (güve kovucu), co (eksozt gazı) ve nikotin...
iyi de su şişesinde bile muhtevası (mineraller filan) yazıyor, sigaranın içindekiler niye zikredilmiyor. gerçi üstüne zararlı yazıldı da ne değişti? tiryakiler böylesi ikazlara ne kadar aldırıyor?
evet kıyılmış tütünü seyyarlardan alıp "varak ül şam" yazan kağıtlara saranlar da ciğerlerine zarar verir. ancak bu zarar tütün ve kağıdın ziftinden öteye gidecek değildir. gelgelelim amerikan sigaraları adeta bir kimya tesisinde üretilir. niye? çünkü domuz gübresi ile kudurtulan virjinya tütününün yaprakları lahanayı andırır ve kolay yanmaz. bu yüzden içine yanıcı maddeler katarlar, dikkat ederseniz tablada unuttuğunuz sigara bitiverir, gece fırt çektiğinizde sağa sola kıvılcım saçar.
bu tütün lezzetten yana da fukaradır ister istemez devreye aromacılar girer, markaya has kokular kazandırırlar. aslında bu kokunun da ötesinde bir şeydir ve zamanla bağımlılık yapar, marka tiryakileri bir başka sigaradan keyif almazlar.
Ana Sayfa »
Philip Morris
,
Philip Morris Kimdir
,
Philip Morris hikayesi
,
Philip Morris'in hayatı
,
Sigara Şirketlerinin hikayesi
» Philip Morris , Philip Morris Kimdir
Benzer Yazılar
Sitemizde yayınlanan konulardan anında haberdar olmak için abone olunuz!
Facebook Hilelerini Bulmak İçin beğenin
waow :)
YanıtlaSil